Kararmış SÖZCÜ TV ekranında bugün! 7. Gün

“`html

BAŞBUĞ ALPARSLAN TÜRKEŞ 30 YIL ÖNCEKİ ÖNGÖRÜLERİ GÜNDEME GETİRİLDİ

Alparslan Türkeş’in kızı ve İYİ Parti milletvekili Ayyüce Türkeş, terör örgütü üyelerinin silah yakma eylemi sonrası değerlendirmelerde bulundu. Ayyüce Türkeş, “Başbuğ Türkeş’in mirasını kimse kendi çıkarları için kullanamaz” diyerek, vatanın bütünlüğünün korunması gerektiğine vurgu yaptı. Türkeş, muhalefete de bir çağrıda bulunarak, “Vatanımızı böldürmemek ve bayrağımızı indirmemek için Cumhuriyetimize ve Büyük Atatürk’e sıkı sıkıya sahip çıkmalıyız” ifadelerini kullandı.

Alparslan Türkeş’in kızı olarak teröristlerle yapılan müzakerelere dair görüşleriniz nedir?

Alparslan Türkeş’in kızı olmayı bir kenara bırakın, teröristlerle müzakereye sıcak bakacak hiçbir Türk vatandaşı bulunmuyor. Başbuğ Alparslan Türkeş, terörle arasındaki net çizgiyi çizen bir liderdi. O, PKK’nın gerçek yüzünü ve arkasındaki emperyal güçleri çok iyi analiz eden bir askerdi. Türkeş, terörist başı Öcalan’ın ve onun uzantısı PKK’nın asıl amacının emperyal güçler tarafından yönlendirilmek olduğunu her fırsatta dile getirirdi.

Ayrıca, Kürt kökenli vatandaşlarımıza karşı Türkiye’nin hiçbir zaman sorunu olmadığını, Atatürk’ün Cumhuriyet’i kurarken her kesimle etkin bir şekilde iletişim kurduğunu her seferinde hatırlatmıştır. 85 milyonun birlikte Türk milleti olduğunu ve bu kimliğin Cumhuriyet sayesinde şekillendiğini vurgulamak, onun en önemli mesajlarından biriydi.

Tarih boyunca tıpkı bugünkü gibi, emperyal güçler bu topraklara hâkim olma arzusunu her zaman taşımıştır ve Türk milleti, bu coğrafyada bin yıldır ayakta kalmayı başarmıştır. Türk devleti ve ordusu, kendi varlığına kast eden hiçbir güce karşı asla geri adım atmamıştır. PKK’yla olan mücadele de dünya çapında bir örnek sergileyerek başarıyla sürdürülmüştür.

Günümüzdeki durumu açıklamanın temel nedenleri var mı?

Tüm bu gerçekler ışığında, 55 bin masum insanın katili ile devletin görüşme yapmasının mantığı nedir? Bu durum üzerine düşünmek dahi içimi acıtıyor. Ekim ayından bu yana devam eden süreç, hiçbir Türk vatandaşı tarafından kabul edilebilir değil. Teröristbaşıyla süren müzakereler oldukça rahatsız edici zira bu kişi, binlerce insanın ölüm emrini veren bir cani. Toplum, böyle bir sürecin içerisinde nasıl bir duruş sergileyecek? Bu, toplumda derin bir ayrışmaya yol açacaktır. Nitelikli bir dönüşüm yaşamak isteniyorsa eğer, bu masum halkın düşünceleri göz ardı edilmemelidir. MHP’nin kurucu liderinin mirasına sahip çıkılması gereken bir ortamda, böyle bir durumun yaşanmasını kabul etmek mümkün değil. 30 yıl önce, kendi kurduğu partinin bu tür olayların sonuçlarını nasıl etkileyeceğini net bir şekilde açıklamıştı. Olması gereken karşı duruş, bu kirli sürecin sona erdirilmesidir.

ESKİ BİR TERÖRİST CUMHURBAŞKANI OLDU

Sürecin Erdoğan’ın devam eden adaylığı ile herhangi bir bağı olabilir mi?

Yaşananların, 100 yıl süren Büyük Ortadoğu Projesi ile paralellik gösterdiği ortada. Emperyal güçlerle Tayyip Erdoğan’ın çıkarları örtüşmekte ve bu birliktelik devam etmektedir. Ancak Türkiye Cumhuriyeti, bu toprakların savunucusudur ve sadece bir kişinin çıkarları uğruna fedakârlık yapacak bir durumu kabul etmemiz mümkün değil. Söz sahibi olmak isteyenlerin, kendilerine uygun yöneticilere destek vermesi, bu durumu daha da karmaşık hale getiriyor.

Suriye’nin yeni Cumhurbaşkanı olan Colani’nin geçmişinin hatırlanması da önemli bir mesele. Cuma günü terörist olarak aranan birinin, bir gün sonra cumhurbaşkanı olması, bu olguyu net bir şekilde gözler önüne seriyor. Türkiye’nin başkanlık sistemi, bu tür krizlerin yaşanmasına sebep olan bir yapı. R iştığı için yaklaşılan ve kullanılmaya çalışılan sosyal söylemler, seçmen tabanında marjinal gruplara karşı bir tavır alındığını gösteriyor.

İCRALAR, İFLASLAR VE ARTAN DOLANDIRICILIK

TÜİK verilerine göre, geçtiğimiz yıl Türkiye’de 2 milyon 682 bin 673 kişi, iller arası bir göç gerçekleştirdi. İstanbul, hem en çok göç alan hem de en fazla göç veren il olma özelliğini taşımaktadır. Göç etmenin sebepleri arasında eğitim ve daha iyi yaşam koşulları arayışı ön plana çıkıyor. Fakat diğer yandan ekonomideki olumsuz tablo, icralar, iflaslar ve artan dolandırıcılık olayları dikkat çekici bir şekilde artmaktadır. Eski icra müdürü ve hukukçu Mustafa Zafer’e bu durumu sorduk.

Son dönemde maaş artışları konuşulurken, ekonomik durum hakkında neler söyleyebilirsiniz? Vatandaş ödemelerini yapabiliyor mu?

Son zamanlarda bireysel alacakların önemli ölçüde arttığı gözlemleniyor. Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi verilerine göre, 2025 yılının Mayıs ayında bireysel kredi kartı borcundan yasal takibe alınan kişi sayısı 162.617 olarak belirlenmişken, bireysel kredi borcu sebebiyle takip edilen kişi sayısı ise 171.123’e yükseldi. Bu oran, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 39 artmış durumda.
Mayıs 2025 itibarıyla bireysel kredilerde tasfiye olunacak alacakların 199 milyar TL olduğunu gözlemliyoruz ki bu, geçtiğimiz yıla göre yüzde 177’lik bir artış demek.

Peki, şirketler açısından durum ne şekilde ilerliyor?

Şirketlerin de ekonomik durumu pek olumlu görünmüyor. Bankalara olan toplam borç 14 trilyon 952 milyar 205 milyon TL olarak kaydedilmiştir. Bu rakam, açıklanan en yüksek verilerden biri. Aynı dönemde ödenmeyen borç miktarının 246 milyar 336 milyon TL olduğu ve bu nedenle icra takibi sürecinin başlatıldığı bildirilmektedir. Nakit akışları zor duruma giren birçok şirket, çözümü konkordatoda arıyor. 2024’ün ilk altı ayında 605 borçlu hakkında konkordato kararı alınırken, bu yılın aynı döneminde bu sayı bin 259’a ulaşmıştır.

6 MİLYONDAN FAZLA DOSYA VAR

Tüm bu koşullarda dolandırıcılık oranı da artmakta, değil mi? Her gün İçişleri Bakanlığı’ndan uyarılar alıyoruz…

Ne yazık ki; özellikle emekliler, ev hanımları ve üniversite öğrencileri gibi ekonomik bakımdan dezavantajlı gruplar dolandırıcıların hedefi haline gelmekte. Adalet Bakanlığı’na göre, 2015-2024 yılları arasında dolandırıcılık vakalarında %41 artış yaşanmışken, aynı dönemde hırsızlık suçlarında %4’lük bir düşüş gözlemlenmiştir.

Bu istatistikler, son dönemde artan internet kullanımının ve veri güvenliğinin sağlanamamasının bir sonucu olarak, suç türlerinde değişim yaşandığını göstermektedir. Hâlâ 6 milyonun üzerinde soruşturma dosyası, Cumhuriyet savcılıklarında devam etmekte; bu dosyaların önemli bir kısmını ise internet üzerinden gerçekleşen dolandırıcılık olayları oluşturmaktadır.


“`

Related Posts

2 yaşındaki Miraç’ın kahreden ölümü

Karaman’da 5’inci kattan düşen 2 yaşındaki Miraç bebek hayatını kaybetti.

Son Dakika… Selahattin Demirtaş’tan ‘silah bırakma’ açıklaması

Tutuklu eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, terör örgütü PKK’li bir grubun bugün silah bırakmasıyla ilgili “Barışın kaybedeni olmaz” demişti, değerli Sırrı Süreyya. Evet, bugün senin de yüreğini koyduğun çabaların ilk meyvesini aldık. Kaybeden olmadı, olmayacak. Hayırlı, uğurlu olsun. Emeği geçen herkese selam ve teşekkürlerimle…” açıklamasında bulundu.

Arnavutluk lideri Edi Rama bir kez daha Meloni karşısında diz çöktü

Arnavutluk Başbakanı Edi Rama, Ukrayna’nın Yeniden İnşası Konferansı için gittiği Roma’da İtalya Başbakanı Giorgia Meloni’ye diz çökerek selam verdi.

Rusya: ABD ekonomiyi siyasi silaha çevirdi

Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova, ABD’nin ticari ve ekonomik araçları siyasi baskı unsuru olarak kullanmaya devam ettiğini belirterek, “Bu çizgi, uluslararası ekonomik işbirliği mimarisinin bozulmasına yol açıyor.” dedi.

İsrail ordusunun Gazze Şeridi’ne son saldırılarında 46 Filistinli hayatını kaybetti

İsrail Ordusunun Gazze Şeridi’ne Yaptığı Son Saldırıda 46 Filistinli Hayatını Kaybetti İsrail ordusunun Gazze Şeridi’ne yaptığı son saldırıda 46 Filistinli hayatını kaybetti. Saldırıda, çok sayıda kişi yaralandı…

Derin dondurucuda cesedi bulunan bebeğin annesi bulundu

Ankara’da derin dondurucuda cesedi bulunan erkek bebeğin annesinin, ‘Uyuşturucu ve uyarıcı madde ticareti’ suçundan cezaevinde bulunan ev sahibi Gözde İ. (31) olduğu belirlendi.