Bir şehirde yaşayan insanların tarzını modacılar mı belirler? Yoksa bizzat o şehrin sakinleri tarihten, sosyal hayattan, kültürden ilham alarak kendi renklerini mi yaratırlar? Paris’in zarif parizyen stili; New York’un cesur, eklektik tarzı ya da Milano’nun özenli şıklığı gibi. Seyahat heyecanıyla valizinizi asla giymeyeceğiniz kıyafetlerle doldurmak yerine önerilerimize bakarak siz de gittiğiniz şehrin ritmini yakalayabilirsiniz.
Paris
Zarif ve zamansız
Eğer her ana ve mekâna uygun bir kapsül dolabınız varsa siz de Paris’e gittiğinizde zahmetsiz bir şekilde şık görünebilirsiniz. Condé Nast Traveller’a ‘Paris’te ne giymeli’ başlığıyla stil önerileri veren sosyal medya fenomeni Jeanne Damas şunları söylüyor: “Paris canlı bir şehir, pek çok kültürün ve geçmişin bir araya geldiği bir pota. Dolayısıyla tek bir stilden ziyade birçok tarzın karışımı. Benim için gardırobun olmazsa olmazları gün boyu giyebileceğim zamansız parçalar. Bir Parisli gibi giyinmenin anahtarı da sadeliktir.” Hürriyet Ekler stil yazarımız Neslişah Şatıroğlu ise “Fransız stili çabasız şıklığı temsil eder. Düz kesimli bir jean pantolon, çizgili bir kazak, loafer ayakkabılarınız ve ayak bileğinize kadar uzanan paltonuzla Paris sokaklarına kolayca uyum sağlayabilirsiniz. Aksesuar olarak da güneş gözlüğü olmazsa olmaz” diyor. Tabii bu romantik şehre gitmeden ‘Emily in Paris’ dizisi de izenebilir.
NEW YORK
Cesur, eklektik ve işlevsel
Dünyanın en büyük metropollerinden biri. Bu yüzden de New York’ta bir günde katılabileceğiniz aktiviteler sınırsız olabilir. Williamsburg Köprüsü’nde bisiklete binebilir, Central Park’ta gezebilirsiniz. Kahveler, kokteyller, brunch’lar ve diğer tüm şehir etkinlikleri sizi bekliyor. New York’un moda anlayışı çeşitli ülkelerin stillerinin bir karışımı diyebiliriz ama kendine has bir altın kuralı da var: ‘Kendin ol.’ Bu da renkleri ve desenleri karıştırmaktan korkmamak anlamına geliyor. New York stili deyince hepimizin aklına tabii ki ‘Sex and the City’ ve ‘And Just Like That…’ dizilerinin yıldızı Sarah Jessica Parker geliyor. Gitmeden önce onun stiline bir göz atmakta fayda var.
LONDRA
Zıt kutuplar birbirini çeker
Dünyanın en kozmopolit şehirlerden biri. Bu çeşitlilik haliyle Londra’nın sokak stilline de yansıyor. Tül detaylı bir elbisenin üzerine motorcu ceketi giyerek veya gri yün ceket ve jarse etekle baskılı bir tişörtü eşleştirerek zıt kutupların uyumunu yakalayabilirsiniz. Stil yazarımız Neslişah Şatıroğlu’nun önerisiyse şöyle: “Londra stili deyince klasik bir trençkotun yerini hiçbir parça tutamaz. Oversize (geniş kesim) blazer’lar, kazaklar ve bilekte biten chelsea botlar tam bir klasiktir.” Eğer Londra’ya gidiyorsanız her an yağmur yağabileceğini de hesaba katmalısınız. Şehirdekilerin tarzını da @londonersinlondon_ Instagram hesabından takip edebilirsiniz.
MİLANO
Şık ve özenli olmak gerek
Önde gelen moda şehirlerinden biri haline gelmiş olabilir ama Milano’ya giderken kendinizi Prada, Gucci veya Giorgio Armani marka kıyafetler giymek zorunda hissetmeyin. Fakat şıklığı ve özeni de elden bırakmamak gerek. Peki, İtalyanların stili tam olarak nedir? Gündüz ve gece stiline hemen uyarlanabilen kot pantolonlar kentin vazgeçilmezi gibi görünüyor. Tabii yırtık versiyonları evde bırakın çünkü bu salaş görünüm hiç de Milano’ya göre değil. Yanınıza şık bir palto, mokasen ve bir kaşmir kazak almayı da unutmayın. Milano sokak stilini keşfedebilmek için @milanesiamilano Instagram sayfasına göz atabilirsiniz.
BERLİN
Püf noktası bireysellik
Almanya’nın havalı başkentine gitmeyi planlıyorsanız gece eğlencesine hazır olun. Bir Berlinli gibi giyinmenin püf noktası kesinlikle bireysellik, yani kendi tarzınızı yaratabilirsiniz. Lonelyplanet.com sitesinde Berlin’e gitmeyi planlayan turistler için şöyle bir yorum var: “İster dar bir deri takım giyin, isterseniz de çiçekli bir taç takın bu şehir sizi kollarını açarak karşılayacak.” Kısacası çılgınlık yapmak serbest ama yine de sokak stilinde en çok karşılaşacağınız renk siyah olacak. Tekno partilerde dans edebilmek için rahat topuklu ayakkabılar, blazer ceket, kot pantolon, deri botlar ve her an değişen havaya uygun su geçirmeyen bir montu valizinize atabilirsiniz.